Sıcak bir günün ardından klimayı kapatmış, herzamanki gibi pencereyi açmıştım. Umumiyetle bilgisayarda geceleri calışırım. Pat diye içeriye dışarıdan birşeyin uçarak, fayansların üzerine yüzükoyun yattığını gorünce, hemen ona yardım etmek için doğrulduğumda, bunun bir Yarasa olduğunu fark ettim. Daha önce hiç bu kadar yakından görmemiştim, sevimli bir hayvana benziyordu. Fakat benden korkmuş olacakki! sürünerek dolabın altına girdi. Hemen balkondan uzun bir sopa ve faraşı alarak odaya geri döndüm. Onu inciltmeden sopa ile dolabın yan tarafına iterek faraşın üzerine doğru kaydırdım ve balkona çıkarak uçmasını sağladım. Sakatlanmamıştı! Canavar gibiydi, karanlıkta kaybolup gitti.
Bilgisayarın başına döndüğümde! kendi kendime kızıyordum, neden onun bir fotoğrafını çekmemiştim, Kızıma resmini gösterebilirdim, onun ne kadar hayvanları sevdiğini biliyordum, öyle ya! Hergün kedi, köpek gibi rastlanabilecek bir hayvan türü değildi. Hem sonra neden, odanın içine doğru uçmuştu? Etrafdaki Baz istasyonlarının manyetik alanlarındanmı etkilenmişdi? Belkide kafası iyiydi, neden olmasın? Hayvanların dünyasını biliyormuyuz sanki?
Ertesi gün, aynı mekan, aynı durum pencere yine açık, nerdeyse saati saatine! Pat içeri bir şey uçtuğunu farkettim. Fayansların üzerinde yatıyordu, oda ne? Ta kendisi. Bu sefer sırt üstü, bana poz verirmiş gibi yerde yatıyordu. Ona doğru gittiğimde dolabın altına kaçmak gibi bir isteğide yoktu bu kez, gerçekten sevimli bir hayvandı.
Elim ayağıma dolaştı, Fotoğraf makinam neredeydi? Onu bu sefer, böyle poz verir bir şekilde mutlaka yakalamam gerekti. Yan odada çekmeceleri karıştırırken, sanki bir trance girmiş gibiydim, neler oluyordu? 2 gün arka arkaya böyle bir olayda ne demekti? Tamam! Yöresel ısınmadan bunlarda mutlaka etkileniyordur, yoksa yine kafa iyimiydi! Akşamcı olduklarını biliyoruz gerçi. Kamera şakasıda olamıyacağına göre, bu sevimli hayvan neden tekrar buraya gelmişti..gibi düşünceler beynimde dolaşırken… Nihayet makinemi buldum ve yan odaya tekrar döndüğümde! Hiç kıpırdamamıştı, sanki beni bekliyordu. Makinemin ‚On‘ tuşuna bastım ekran açıldı! İşte o an!! Birilerinin benim suratımdaki ifade ile bir fotoğrafımı çekmesini çok isterdim.
Piller bitikti… neredeyse sinirimden ağlıyacaktım, sanırım herkes ağlar böyle bir durumda.
Yine olmamıiştı! Hayvancağızıda fazla bekletmek istemiyordum, pilleri şarj edecek kadar bekletecek halimizde voktu herhalde? Onu tekrar zarif bir şekilde faraşın üzerine yerleştirerek, balkondan uçuşunu hüzünle seyrettim.
Gerçekten hayvanlar hakkındada bilmediğimiz bir çok şey var…..Her sene! Yüzlerce Yunus ve Balina, karaya vuruyor, ve Bilim adamları tatmin edici açıklamalarda bulunamıyorlar.
Benim bildiğim ise! Foto+Video gibi cihazların hep böyle acil durumlarda, akülerinin boş veya yetersiz olması. Ben şimdi fotoğraf makinası, video kamera, cep telefonunun birinden birisinin aküsünün full olarak hep hazır durumda olmasına dikkat ediyorum. Onu tekrar beklediğimden değil. (Ama hiç bellide olmaz!) 🙂